İklim değişikliği, günümüz dünyasının en acil sorunlarından biri haline geldi. Ülkeler, bu soruna karşı önlemler almak, yeşil enerjiye geçiş yapmak ve sera gazı emisyonlarını azaltmak için çeşitli yasalar geliştirmekte. Türkiye’de de, iklim politikalarının temel taşını oluşturacak olan İklim Kanunu gündemde. Peki, bu yasa neleri kapsıyor, kabul edildi mi ve 2025’te hangi maddeler devreye girecek? Bu yazıda, İklim Kanunu'nun detayları üzerinde duracağız.
İklim Kanunu, bir ülkenin iklim değişikliği ile mücadele politikalarını belirleyen ve bu alanda gerekli düzenlemeleri yapan yasal bir çerçevedir. Özellikle, karbon salınımının azaltılması, yenilenebilir enerji kaynaklarının teşvik edilmesi ve iklim adaptasyonu için stratejilerin belirlenmesi gibi temel maddeleri içermektedir. Türkiye’nin iklim hedefleriyle uyumlu olarak, bu yasa ile birlikte çevresel sürdürülebilirliği artırmak ve iklim krizine karşı koymak hedeflenmektedir.
2025 yılı itibarıyla hayata geçecek İklim Kanunu’nun maddeleri, Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’na uyum sağlaması gerektiği gerçeğinden yola çıkarak belirlenmiştir. İlk olarak, 2023-2025 yılları arasında emisyon azaltım hedefleri belirlenecek. 2025’te yasalaşacak maddelerden bazıları şunlardır:
Bu ve benzeri maddeler, Türkiye’nin iklim politikalarının ve yeşil dönüşüm sürecinin önemli adımlarını oluşturacak. İklim Kanunu’nun kabul edilmesi, çevre alanında bir dönüm noktası olarak değerlendiriliyor, zira bu yasa ile birlikte Türkiye, sadece kendi içindeki değil, uluslararası alandaki iklim politikalarına da katkı sunmayı hedefliyor.
Sürekli değişen iklim koşulları ve bunların yarattığı tehditler göz önüne alındığında, İklim Kanunu’na dair gelişmeler yakından takip ediliyor. Şu anda, İklim Kanunu, resmi süreçten geçtiği takdirde Resmi Gazete’de yayımlandı ve bu şekilde yürürlüğe girdiği duyuruldu. Ancak yasalaşma sürecinin ardından, uygulama ve denetim mekanizmalarının nasıl olacağı konusunda belirsizlikler de hâlâ sürmekte. İklim Kanunu ile birlikte oluşturulacak mekanizmalar, vatandaşların, özel sektörün ve kamu kurumlarının nasıl hareket edeceğini belirleyecek.
Ayrıca, İklim Kanunu’nun etkilerinin izlenmesi ve raporlandırılması da önemli bir bileşen olarak öne çıkıyor. Bu kapsamda, yılda bir kez yapılacak raporlamalarla, yasaya bağlı ilerlemelerin kaydedilmesi ve gerekli durumlarda iyileştirmelerin yapılması sağlanacak. Bu süreç, Türkiye’nin iklim hedeflerine ulaşma açısından kritik bir öneme sahip.
Sonuç olarak, 2025 İklim Kanunu, Türkiye’nin iklim politikaları açısından büyük bir adım olarak öne çıkıyor. Bu yasa ile birlikte, hem çevresel sürdürülebilirliği sağlamak hem de gelecek nesillere daha yaşanabilir bir dünya bırakmak hedefleniyor. İklim değişikliği ile mücadelede atılacak tüm adımlar, bu kanunun uygulanması ile daha da belirgin hale gelecek. Hayata geçecek olan maddelerin Türkiye’ye katkı sunacak olması, tüm toplumun bu konudaki sorumluluğunu artıracak ve iklim bilincini pekiştirecektir.