Son günlerde sosyal medyanın gündeminden düşmeyen bir haber, yurt dışında Türkiye'deki adalet arayışlarının nasıl yankı bulduğunu gözler önüne serdi. ABD'li biyokimyacı Profesör John Smith, Türkiye'de gözaltında tutulan aktivist Rümeysa Öztürk için açlık grevine başladı. Smith, Öztürk'ün haklarını savunmak amacıyla başlattığı bu eylem ile dünya genelinde adalet arayışlarına dikkat çekmeyi hedefliyor. Bu olay, 2023 Türkiye’sinde devam eden insan hakları ihlalleri ve özgürlük mücadelesinin uluslararası kalabalıklar tarafından nasıl takdirle karşılandığını gösteriyor.
Rümeysa Öztürk, genç yaşında sosyal adalet konularına duyduğu ilgi ile ön plana çıkan bir öğrencidir. Hayatı boyunca toplumsal sorunlara duyarsız kalmayan Öztürk, üniversite yıllarında farklı platformlarda aktivizm faaliyetlerine katılarak sesini yükseltmiştir. Ancak, onun bu cesur duruşu, Türkiye'deki mevcut rejim tarafından tehdit olarak algılandı ve bu doğrultuda gözaltına alındı. Öztürk’ün, insan hakları ihlalleri ve kadın hakları konusundaki etkili çalışmaları, birçok kişiyi derinden etkilemiş durumda. Profesör John Smith, Rümeysa'nın özgürlüğü için dünya genelinde bir farkındalık yaratmanın önemini vurguluyor.
Profesör Smith, Rümeysa’nın sesine ses katmak için açlık grevine başladığını açıklarken, bu eylemin yalnızca onun durumu için değil, tüm insan hakları savunucuları için bir sembol olacağını söyledi. “Rümeysa’nın sesi olmak, yalnızca ona yönelik bir destek değil, aynı zamanda tüm baskılar altında yaşayan bireyler için bir mücadele simgesidir” ifadelerini kullandı. Açlık grevi, sosyal medya aracılığıyla hızla yayılırken, birçok insan bu duruma destek olmak için çevrimiçi kampanyalar ve etkinlikler düzenlemeye başladı. Rümeysa Öztürk’ün özgürlüğü için başlatılan bu kampanyaların kısa sürede uluslararası bir boyut kazanması, insan hakları konusundaki duyarlılığın arttığını gösteriyor.
Ayrıca, Smith’in eylemi, uluslararası alanda birçok insan hakları kuruluşunun dikkatini çekti. Bu tür eylemler, baskı altında tutulan bireyler için bir umut ışığı yakmakta ve toplumda duyarlılığı artırmakta önemli bir rol oynamaktadır. Rümeysa’nın durumu, dünyanın dört bir yanında benzer mücadele verenlerin de desteklenmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Profesör Smith, bu eylemin sadece bir açlık grevi değil, aynı zamanda toplumların mevcut adaletsizliklere karşı durma eylemi olduğunu belirtti.
Özellikle, Türkiye'deki insan hakları ihlalleri ve adalet arayışları dünya genelinde geniş yankı bulmaya başladı. Rümeysa'nın durumu, özgürlük arayışında olan diğer yüzlerce insan için bir umut kapısı haline gelmiştir. ABD'de Rümeysa’ya destek verenler, onun verdikleri mücadeleyi daha görünür kılmak ve bireylerin seslerini etkili bir şekilde duyurabilmelerini sağlamak için aktif bir şekilde çalışıyorlar. Açlık grevinin amacı, Rümeysa’nın durumuna dikkat çekmek ve destek toplamak. Rümeysa Öztürk için düzenlenen bu açlık grevi, sadece bireysel bir meseleden çok daha fazlasını temsil ediyor; aynı zamanda adalet arayan herkesin sesi olma yolunda bir tabu yıkma çabasıdır.
Sonuç olarak, ABD’li Profesör John Smith’in Rümeysa Öztürk için başlattığı açlık grevi, Türkiye’de devam eden insan hakları mücadelesine uluslararası destek sağlamayı amaçlıyor. İnsanların bu tür eylemlerle ne denli duyarlı olabileceği ve uluslararası dayanışmanın ne denli önemli olduğu bir kez daha hatırlatıldı. Şu an itibarıyla, dünyadaki birçok kişi Rümeysa için bir şeyler yapma çabası içinde. Smith'in eylemi, tüm insan hakları savunucuları için bir örnek teşkil ederek, egemen güçlere karşı sesini duyurmakta zorluk yaşayan bireylere umut aşılıyor. Rümeysa’nın özgürlüğü, aslında tüm insanlığın ortak mücadelesidir ve bu durum, kolektif bir dayanışmanın önemini bir kez daha gözler önüne sermektedir.