İstanbul, 2023 yılı itibarıyla kadına şiddet olaylarının artış gösterdiği bir şehir haline gelmiştir. Ancak yaşanan son olay, toplumda büyük bir infiale yol açtı. Herkesin gözü önünde meydana gelen bu olayda, bir kadın sokak ortasında şiddete maruz kaldı ve yerlerde sürüklendi. Yaşanan bu olay, hem kadına yönelik şiddetin boyutlarını bir kez daha gözler önüne serdi hem de toplumda ciddi bir rahatsızlık uyandırdı. Olayın detayları ve kadına şiddetle ilgili toplumsal algı, bu yazıda derinlemesine ele alınacaktır.
Olay, İstanbul'un yoğun bir bölgesinde, kalabalık bir sokakta meydana geldi. Gündüz vakti gerçekleşen olayda, bir grup erkek, bir kadını tartaklayarak yere düşürdü. Kadın, karşısındaki kişilerin şiddetinden kaçmaya çalışırken, düşüp bayıldığı anlar da görüntülendi. Olay anındaki çığlıklar ve koşuşturma, çevredeki vatandaşların dikkatini çekti. Ancak, ne yazık ki çoğu insan bu duruma müdahale etmedi. Olayı kaydeden bazı sosyal medya kullanıcıları, bu görüntüleri hızla paylaşarak büyük bir infial yarattı. Sosyal medya platformlarında #KadınaŞiddetSonBulmalı etiketiyle paylaşılan bu görüntüler, binlerce insan tarafından izlendi ve paylaşıldı. Gerçekleştirilen bu şok edici eylem, toplumda kadına karşı duyulan şiddetin boyutlarını bir kez daha hatırlatırken, sorumluların cezalandırılması gerektiğini vurguladı.
Kadına yönelik şiddet, dünya genelinde olduğu gibi Türkiye'de de ciddi bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. Özellikle büyük şehirlerde bu tür olayların artışı, her bireyin sorumluluğunu gözler önüne sermektedir. Kadına şiddetin sadece fiziksel değil, aynı zamanda psikolojik, ekonomik ve cinsiyet temelli şiddet boyutu olduğu unutulmamalıdır. Bu durum, kadınların toplumsal hayatta yer alması, güvenli bir yaşam sürmeleri ve haklarına sahip çıkmaları açısından büyük bir engel teşkil etmektedir. Türkiye, İstanbul Sözleşmesi'ni imzalayarak kadına yönelik şiddeti önleme sinyali vermişti, ancak bunun uygulamadaki eksiklikleri ve toplumsal duyarsızlık, maalesef bu tür olayların artmasına neden olmaktadır. Her birey, kadına yönelik şiddetle mücadele etme konusunda daha fazla sorumluluk almalı ve bu konuda farkındalık oluşturmalıdır. Sadece devletin değil, ailelerin, eğitim kurumlarının ve sivil toplum kuruluşlarının da bu konuda elini taşın altına koyması gerekmektedir.
Olay sonrasında yerel yönetimler ve kadın hakları savunucuları, bu tür olayların tekrarlanmaması için kampanyalar başlattı. Farkındalık artırıcı eğitimler, seminerler ve çalıştaylar düzenlenerek, şiddet olaylarının önüne geçmek için toplumsal bir seferberlik oluşturulması hedefleniyor. Olayın ardından birçok sosyal medya kullanıcısı, konuya dikkat çekmek için bireysel olarak çeşitli protestolar düzenlemeye başladılar. Yüzlerce insan, duyarsız kalmamaları gerektiğini belirterek, sokaklarda kadına yönelik şiddete karşı olduklarını dile getirdiler. Bu üzüntü verici olay, kadına yönelik şiddeti bir kez daha gündeme getirirken, toplumda kalıcı değişikliklerin yapılması gerektiği gerçeğini bir kez daha hatırlattı.
Son olarak, bu tür olayların önüne geçmek için, tüm bireyler ve kurumlar üzerine düşeni yapmalı, her türlü şiddet eylemine karşı sıfır tolerans politikası benimsemelidir. Kadına yönelik şiddet işi, sadece kadının değil, tüm toplumun sorunu olarak görülmeli ve toplumsal bir farkındalık oluşturulmalıdır. Hep birlikte, daha güvenli, daha adil ve eşit bir toplum için mücadele etmeliyiz.