İstanbul'da yerel belediyelere yönelik gerçekleştirilen büyük bir operasyon, şehirdeki siyasi ve güvenlik dengelerini altüst etti. Emniyet güçleri tarafından düzenlenen DHKP-C'ye yönelik operasyon, birçok ilçe belediyesi ile doğrudan bağlantılı olduğuna dair bilgilerle ön plana çıktı. Bu kapsamda, eski Şişli Belediye Başkanı Şükrü Genç hakkında gözaltı kararı verildi. Operasyonun perde arkası ve detayları, kamuoyunda geniş yankı buldu.
2013 yılından bu yana, Türkiye'deki terörle mücadele politikaları çerçevesinde birçok gruba karşı önlemler artırılmıştır. Özellikle DHKP-C gibi illegal yapıların şehir yapılanmasına yönelik yürütülen operasyonlar, devletin güvenlik stratejileri doğrultusunda kritik öneme sahiptir. Son olarak gerçekleşen bu operasyonda, bir dizi gözaltı işlemi gerçekleştirilirken, Şükrü Genç'in isminin anılması dikkat çekti. Genç, 2009-2019 yılları arasında Şişli Belediyesi Başkanlığı görevini yürütmüş ve son yıllarda siyasi bir etkinliği bulunmamasına rağmen adı sıkça anılan bir figür olmuştur. Bu bağlamda, gözaltı kararının ardında hangi nedenlerin yattığı merak konusu oldu.
Operasyonun başlıca nedenleri arasında terör örgütüne finansman sağlamak, örgütle bağlantılı kişilere destek vermek ve belediye kaynaklarını kullanarak illegal faaliyetlerde bulunmak iddiaları yer almaktadır. Emniyet kaynakları, operasyonun kapsamının geniş olduğunu ve daha fazla gözaltı gerçekleştirilmesinin beklendiğini ifade ediyor. Özellikle DHKP-C'nin İstanbul'daki yapılanmasının deşifre edilmesi, önümüzdeki süreçte daha geniş bir operasyon dalgasının habercisi olabilir.
Şükrü Genç, siyasi kariyeri boyunca birçok muhalefet yanlısı faaliyetle anılmıştır. Peşinde sürdürülen bu gözaltı sonucu, eski başkanın geçmişteki faaliyetlerine ve bunların sosyalist hareketler üzerindeki etkisine dair pek çok spekülasyon da beraberinde gelmektedir. Genç, Şişli’deki halkın gözünde sevilen bir figür olarak bilinse de, terör örgütleri ile olan muhtemel bağlantıları, bu operasyonla birlikte sorgulanmaya başlandı. Kamuoyunda birçok kişi, onun gözaltına alınmasının altında yatan siyasi sebepler konusunda farklı görüşler öne sürmekte. Bazı kesimler, bu tür operasyonları hükümetin muhalif sesleri sindirme girişimi olarak değerlendirirken, diğerleri İstanbul'daki güvenlik önlemlerinin artırıldığını savunmaktadır.
Şimdiye kadar yapılan gözaltıların ve operasyonlardan elde edilen bilgiler, genellikle güvenlik güçleri tarafından kamuoyuyla paylaşıldı. Ancak, operasyonların iç yüzü genellikle derin bir gizlilik içerisinde yürütülüyor. Emniyet güçlerinin yürüttüğü bu çalışmalar, İstanbul'daki siyasi iktidar dengesini değiştirebilirken, sosyal ortamda da büyük etkiler yaratma potansiyeline sahiptir.
Sonuç olarak, İstanbul'daki bu geniş çaplı DHKP-C operasyonunun sonuçları, sadece gözaltılarla sınırlı kalmayabilir. Şükrü Genç ve diğer kamu figürleri üzerindeki bu tür baskıların, toplumda nasıl bir etki yaratacağı, ilerleyen süreçte daha belirgin hale gelecektir. Türkiye'nin, özellikle büyük şehirleri üzerinde süren bu tür operasyonların, toplumsal dinamikler ve siyasi istikrar açısından ne denli önemli olduğunu unutmamak gerekiyor.