İstanbul'da yaşayan 35 yaşındaki mimar Ece Gürel, yerel halk arasında bir hayli merak uyandıran kaybolma olayıyla gündeme geldi. Üzerinden dört gün geçtikten sonra, ailesi ve sevenleri umutsuz bir bekleyiş içerisindeyken Ece Gürel'ün Belgrad Ormanı'nda sağ olarak bulunması, hem rahatlama hem de büyük bir sevinç getirdi. Ancak yaşanan bu olayın ardındaki gizemler ve detaylar, çok sayıda soru işareti oluşturdu. Peki, Ece Gürel'ün kaybolma süreci nasıl gelişti? Belgrad Ormanı’nda bulunuşunun ardında hangi sırlar yatıyor?
Gürel’in bulunmasının ardından yapılan açıklamalara göre, genç mimar, kaybolduğu süre boyunca Belgrad Ormanı’nda yalnız başına bulundu. Arkadaşları ve ailesi, Ece'yi en son ormanda yürüyüş yaparken gördüklerini belirtmişti. Ece Gürel, güvenlik güçlerine verdiği ifadede, ormanda kaybolduğunu ve cep telefonunun şarjının bitmesi nedeniyle arkadaşlarıyla iletişim kurma şansının olmadığını ifade etti. Dört günlük kaybolma süresinde, yiyecek ve içecek bulmanın zor olduğunu belirten Gürel, orman içerisindeki parkurlarda yollarını kaybettiğini dile getirdi. Kendinde yer bulma kabiliyetinin olmadığını ve sağ kalan bitki örtüsünden suyun nasıl elde edileceğine dair tecrübe sahip olmadığını aktaran mimar, bu süre zarfında çeşitli duygusal zorluklarla karşılaştığını ekledi. Zaman zaman umutsuzluğa kapıldığını ancak olumlu düşünmeye çalıştığını kaydetti. Ailesi ve dostları, Ece’nin sağ salim bulunmasının ardından büyük bir sevinç yaşarken, Ece’nin deneyimleri, günümüzde yaşanan kaybolma olaylarına dair farkındalığı artırma potansiyeli taşıyor.
Ece'nin kaybolmasının ardından, İstanbul Emniyet Müdürlüğü, yerel halk ve gönüllü gruplarla birlikte geniş çaplı arama çalışmalarına başladı. İlk günlerde yapılan aramalar, ormanlık alanın yoğun olması ve kaybolmanın gerçekleştiği bölgenin zorlukları nedeniyle kısıtlı ilerleme kaydetti. Arama kurtarma ekipleri, belirlendiği kadarıyla Gürel'in en son kaydedilen noktasından itibaren işaretleme yaparak ilerlemeye çalıştı. Ayrıca, ekipler, drone ve diğer teknolojik araçlarla birlikte bölgenin üst haklarını inceleyerek Ece’nin izini sürmeye çalıştı. Sonunda, genç mimarın bulunduğu bölge, kaybolmanın üçüncü günü sonunda drone görüntüleri ile tespit edildi. Arama ekibi, Ece’nin sağ salim bulunmasının mutluluğunu yaşarken, olay güvenlik güçleri tarafından bir başarı olarak kayıtlara geçti. Yetkililer, özellikle ormanlık alanlarda yürüyüş yapacak olanların çevremizdeki işaretleri dikkate almasını ve cep telefonlarını yanlarında bulundurmasını tavsiye etti.
Olayla ilgili detayların ortaya çıkmasının ardından, sosyal medya platformlarında da bu olayla alakalı paylaşımlar hızla yayıldı. Ece Gürel’in kaybolduğu dönemde sosyal medyada “#EceGürelBulundu” etiketi altında destek mesajları paylaşılmıştı. Bu durum, kaybolma olaylarının sadece bireysel bir sorunun değil, aynı zamanda toplumsal bir duyarlılık gerektiren durumlar olduğunu bir kez daha gösterdi. Unutulmaması gereken, kaybolma durumlarının her zaman büyük bir tehlike arz ettiğidir. Ece’nin sağ olarak geri dönmesi, mimarlık camiasında ve yakın çevresinde moral kaynağı oldu. Ailesi, dostları ve meslektaşları, ona olan desteklerini bir kez daha ortaya koyarak topluma umut verme amacı taşıdılar.
Kaybolduktan sonra sağ salim dönen Ece Gürel, önümüzdeki süreçte yaşadığı bu deneyimi hem kendisi hem de topluluk için bir farkındalık aktivitesi olarak ele almak istediğini açıkladı. Yapacağı çalışmalarda, doğadaki güvenlik ve yürüyüş alışkanlıkları üzerine bilgi paylaşımında bulunacağını belirtti. Bu durum, Ece'nin kişisel travmasının yanı sıra, doğal alanlarda etkinlik yapacak olanların güvenliğine dair farkındalık yaratma potansiyeli taşıyor.
Sonuç olarak, Ece Gürel’ün kaybolma olayı, pek çok konuda ders çıkarılabilecek bir durumu ortaya koyuyor. Gürel’in Belgrad Ormanı’nda sağ olarak bulunması, yalnızca bireysel bir kurtuluş hikayesi değil; aynı zamanda doğanın ve insan sağlığının önemi hakkında düşülmesi gereken derin bir düşünce zeminidir. Doğada yürüyüş yapmayı planlayanların dikkatli olması gerektiği, tecrübenin ve hazırlığın her zaman önemli bir unsuru olduğunun altı bir kez daha çizildi. Ece Gürel’ün yaşadığı bu trajik deneyim, toplumsal dayanışmanın yanı sıra, doğaya olan saygının da ne denli önemli olduğunu hatırlatıyor. Herkesin, doğayı keşfetmeden önce güvenlik önlemlerini tedarik etmesi gerektiği unutulmamalıdır.